Ethem Tıpırdık

Beledi dokuma 5 yüzyıl yaşında

Dünyadaki Jakarlı dokumanın atası sayılan beledi dokuma, XVI. yüzyıldan bu yana Tire’de üretiliyor. Ethem Tıpırdık’ın önceki mesleği olan pazarlamacılığı bırakarak ipek dokuma tezgâhının başına geçme hikâyesiyse, yok olmak üzere olan bir zanaatın kurtuluş hikâyesiyle aynı safta yer alıyor.

Tire Belediyesinin de katkılarıyla hayata dört elle tutunan beledi dokuma sanatını, günümüze taşıyan önemli Ethem Tıpırdık, altmış yıl bu mesleği icra eden ustası Saim Bayrı’dan beledi dokumanın tüm inceliklerini öğrenerek onu yaşatan kişi.

Dünyadaki Jakarlı dokumanın atası sayılan beledi dokuma, XVI. yüzyıldan bu yana Tire’de üretiliyor. Rivayet o ki, bu işin ilk ustası bir gün kendi geliştirdiği tezgâhı çalıştıramıyor. Mekiği atınca öbür tarafa geçmiyor. Oğlunu çağırıyor, “Oğul ben bu tezgâhı yaptım ama ilerletemiyorum. Sen yap.” diyor. Oğul da ikisinin adıyla anılması şartıyla kabul ediyor. Babasının yaptığına iki küçük çubuk ekliyor ve tezgâh çalışıyor. Babası “Yaşa be Emin oğlu Veled!” diyor. Bu tezgâhın adı ondan sonra ‘veledi’ oluyor. Arapçada ‘çocuk’ demek olan veledi kelimesi zaman içinde dilimize ‘beledi’ olarak yerleşiyor.

“Beledi dokumacılığın en güzel tarafı değişik renklerdeki iplerin biraraya gelmesiyle ortaya çıkan ürünü görmek ve onu değişik bir aksesuar veya materyal olarak kullanmaktır.” diyen Ethem Tıpırdık, Tire Belediye’sinin de katkılarıyla hayata dört elle tutunan beledi dokuma sanatını, günümüze taşıyanlardan biri. 5 yüzyıl yaşındaki bu mesleği icra etmek hiç de kolay değil. Çünkü beledi dokuma yapmak için el, ayak, kulak, göz ve beynin koordineli çalışması gerekiyor. Tezgâhın 13 pedalı, 24 çerçevesi var.

Ethem Tıpırdık, 1974 yılında dünyaya gözlerini açıyor. Önceki mesleği olan pazarlamacılığı bırakarak ipek dokuma tezgâhının başına geçme hikâyesiyse, yok olmak üzere olan bir zanaatın kurtuluş hikâyesiyle aynı safta yer alıyor.

Bu sanatı günümüze taşıyan Ethem Tıpırdık, ustası Saim Bayrı’nın yanında altı ay çıraklık yapıyor. 1934 doğumlu Beledi Dokuma Ustası Saim Bayrı, Tıpırdık’a sanatın inceliklerini öğretiyor. Tıpırdık, kendini geliştirerek 2012 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanını alıyor. Böylece beledi dokuma, Tire’yi Tire yapan güzelliklerden biri olarak Ethem Tıpırdık ve eşinin ellerinde can buluyor.

30 yaşında başlayan bir kurtarma operasyonu

Ethem Tıpırdık, beledi dokumayla tanışma hikâyesini şöyle anlatıyor: “Gazetede çıkan bir haberi okudum. Tire’de böyle özel bir şey varmış ve benim haberim yok dedim. 2004 yılında ustamla tanıştım. Daha önce bu işle hiçbir alakam yoktu, pazarlama işi yapıyordum. Bu mesleği 30 yaşından sonra öğrendim. Saim Bayrı bunu baba mesleği olarak altmış yıl yapmış. Eşimle beraber ustanın evine gittiğimizde bana bu mesleğin zorluklarını anlattı. Biz de bunu herkesin öğrendiği gibi öğrenebiliriz dedik.”

Tire Belediye Başkanı Tayfun Çiçek’le konuşuyorlar. Başkan Çiçek ustayı ziyarete gidiyor; yaşlı bir ustayı görünce “Bak usta, sen ölürsen bu meslek de ölecek, buna bir çare bulalım. Sana bir çırak verelim, o çırağa öğret. O devam eder ve sanatı yaşatır.”şeklinde konuşuyor. Usta “Tamam, ama bu adam çok genç, nasıl geçimini sağlayacak, ne yiyip ne içecek? Bunun geleceği var.” diyor önce. Başkan Çiçek’se “Sen hiç merak etme, ben onu belediye bünyesine alırım. Maaşını sigortasını yaparım. Gelecek kaygısı duymaz. Bu işe o devam eder” diye yanıtlıyor ustayı. Böylece başlıyor Ethem Tıpırdık’ın dokuma tezgâhı macerası.

Yeni tezgâhla ilk tanışma

Eşiyle beraber üç ay kursa gidiyor Ethem Tıpırdık, sabah ezanıyla birlikte kalkıp tezgâhın başına geçiyor. Gece gündüz çalışıyorlar, fedakârlık ve pratikle işi iyice öğreniyorlar. Belediye bünyesinde mesleğini icra etmeye başlayan Tıpırdık kaymakamlığa müracaat ederek ürününün pazarlanması için  destek istiyor. Kaymakamlık toplantısında tezgâhın Tıpırdık’a verilmesi kararlaştırılıyor.

“Beni çağırıp bir tezgâh alacaklarını söylediler. ‘Evine kuracaksın, evde hanımın yapacak, çocukların öğrenecek’ dediler. Gittiler ustama, bir tane daha tezgâh istediler. O da daha önce mahallesinde ölüm dolayısıyla kapatılan tezgâhların parçalarını tekrar toparlayıp biraraya getirdi. Bir tane daha tezgâh yapıp kaymakamlığa sattı. Kaymakam da aldı o tezgâhı, benim evime kuruverdi, ikinci tezgâh oldu.” cümleleriyle anlatıyor bu süreci Tıpırdık.

Bir aile işi olarak ortaya çıkan beledi dokumanın tezgâhı o günden bugüne hep evlerde üretilirmiş. Bu nedenle tezgâhın tarih boyunca Tire’den hiçbir yere çıkmadığını belirten Tıpırdık şunları ekliyor: “Denizli’den ustalar gelmiş öğrenmek için. Onların tezgâhları daha basit olduğu için bunu kavrayamamışlar ve şu anda dokuma tezgâhları otomatik. Basıyor düğmeye usta, şakır şakır şakır üretim yapıyor. Şu üzerimizdeki kullanmış olduğumuz kumaşlar öyle üretiliyor. Ama bu öyle değil. Bununla ben 1 metre yaparım, onu alan kişiden başka kimsede olmaz. Ama aynı tişörtten binlerce var, aynı kumaştan binlerce dikiliyor.”

Tire Belediyesinin kurtarma projesi kapsamında ele alınan beledi dokuma, Ethem Tıpırdık tarafından Tire Kent Müzesi’nde yapılıyor. Eşiyse bu işi meşhur Tahtakale Çarşısı’nda sürdürerek Tire’ye renk katıyor. Tıpırdık çifti, severek yaptıkları bu işi gelecekte çocuklarına aktarmayı düşünüyor.

Bir yorum ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir