İnsan sadece bi’ şeylerden kaçmak için mi gelir rüzgârlı sahile? Kaçmak için mi çıkar uzun yolculuklara? Âşıklar Çeşmesi’nin arkasında, henüz döşemesi tamamlanmamış taşların üzerinde ne çok araba var. Herkes mi sığınmak istemiş denizin engin boşluğuna? Yalnız olacağımı sanmıştım buraya gelirken. Yalnız olmak isteyen ne çok insan var; kalabalık bi kuş sürüsü gibi doluşmuşuz kıyıya. Herkes kendi […]
Blog
11 yaşında bir kız çocuğu 1992 yılının acılı günlerine kendi penceresinden şöyle bakıyor: “Dün Parlamento’nun önündeki halk sessiz sedasız, barış içinde Vrbanya Köprüsü’nden geçmeye kalktı. Ama onlara ateş edildi. Kim? Nasıl? Niye? Dubrovnikli tıp öğrencisi olan kızın biri ÖLDÜRÜLDÜ. Kanı köprünün üzerine döküldü.” Filipović Zlata henüz 11 yaşında. Dönemin en çok okunanlar listesine giren Mimmy adlı […]
İki vagonlu trenin yolu Eskişehir’den Kütahya’ya gitmek isteyenleri sadece birkaç vagondan oluşan küçük trenler konuk ediyor. “Raybüs” diyorlar. Benim yolcusu olduğum raybüsün yalnızca iki vagonu var. 6-7 vagonlu Mavi trenden sonra raybüs pek şirin geliyor insana. Yolculuk yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Merdiven kenarlarında sarı sütundan duvarları olan bir üst geçitte kurulmuş “Geçit Cafe”ye oturuyorum trenden inip biraz yürümek […]
Türk fotoğraf sanatında adını hafızalara kazıtmış aykırı bir fotoğrafçı Şahin Kaygun. Bu aykırı kişiliği, fotoğraf sanatına yeni bir boyut kazandırmasına vesile olmuştur 41 yıllık kısa ömründe.
İmparator I. Konstantin’in adını verdiği bu şehri yaşamanın derin hazzını İstanbullular en son, 8 milyonun üzerinde ziyaretçiyle paylaşmışlar. Dolmabahçe Sarayı’na; Bizans döneminde kolonileşmenin başladığı Haliç Koyu’na; Sultan Abdülaziz’in Sarkis Balyan’a yaptırdığı Beylerbeyi Sarayı’na; Haliç, Boğaziçi ve Marmara Denizi’ni selamlayan Topkapı Sarayı’na; günümüzde birçok sosyal etkinliğe ev sahipliği yapan gösterişli Çırağan Sarayı’na; 528 yılından bu yana içinde […]
Rol içinde rol. Başkayız, her yerde. Bölünerek oynuyoruz. Bugünümüzle dünümüz arasındaki farkı yarınımızdan çıkarsak ne kalır? Bu metrekare içindeki bizle aynı mıyız öteki metrekarede? Keşke aynı olabilsek, her yerde. Bi’ yağmur damlası kadar şeffaf, bal kabağında uyuyakalmış bi’ bebek kadar saf.