İzmaritler çevreye tehlike saçıyor
Türkiye’de orman yangınlarının yüzde 50’sine sebep olan sigara izmaritleri nüfusun yoğunlaştığı şehir merkezlerinde insanlar ve diğer canlılar için büyük tehlike teşkil ediyor. Katran, karbonmonoksit ve nikotine ek olarak amonyak, arsenik, hidrojen, formaldehit, siyanür ve metan gibi son derece zehirli 4 binden fazla kimyasal madde içeren sigara, insanlara olduğu kadar doğaya da zarar veriyor. Sigara kullanıcılarının sigara izmaritlerini farkında olarak ya da olmayarak doğaya bırakması, çevre ve görüntünün yanı sıra çevre temizliğinden sorumlu personelin görevini de etkiliyor.
Dünyada 1 milyar kişi sigara tüketiyor
2014 yılı verilerine göre dünyada sigara tüketen kişi sayısı 1 milyar. Türkiye Sigara ile Savaş Derneği Başkanı Dr. Mustafa Aydın, ülkemizde 2000 yılı itibariyle 30 milyonu bulan sayının, bilinçlenmeyle birlikte 20 milyona düştüğü bilgisini veriyor. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre sigara kullanıcılarının yüzde 44’ü izmaritini yere atıyor. “Tütün ürünleriyle ilgili izmarit, paket, ağızlık, kâğıt ve benzeri atıklar çevreye atılamaz.” ibaresinin yer aldığı 4207 Sayılı Kanun ile 5727 Sayılı Kanunu’nun 2009 yılı düzenlemeleri çerçevesinde bu davranış yasa tarafından suç kabul ediliyor. Doğada çözünebilen selülozik asetat maddesini içermesine rağmen bir sigara izmaritinin yok olması yıllar sürüyor ve kentlerde çözünme için gerekli ortam mevcut değil.
Sigara izmaritlerinin doğada fiziksel, kimyasal ve biyolojik kirliliğe neden olduğuna dikkat çeken Anadolu Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Yücel sigara izmaritini şöyle anlatıyor: “Sigara izmariti 3 kısımdan oluşur. Birinci kısım filtre olarak kullanılan kısım, bir de içilmeyen tütün kısmı var. Üçüncü bir kısım da bunları birleştiren selülozdan yapılma ince bir kâğıt. Netice itibariyle bu 3 unsuru biz doğaya bırakıyoruz.
“Nikotin mikroorganizmaları öldürüyor”
Sigarada bulunan nikotinin, tütün bitkisinin kendini savunmak için ürettiği bir madde olduğuna değinen Prof. Dr. Ersin Yücel, izmaritin doğaya zararlarını şu cümlelerle aktarıyor: “Nikotin, kimyasal olarak bir çeşit alkaloiddir. Tütün bitkisi bu alkaloidi köklerinde üretiyor. Daha sonra bunu yapraklarına gönderiyor. Yapraklardaki bu maddeyi bir hayvan yediği zaman, sarhoş oluyor veya alkaloidin tadı çok acı olduğu için bitkiyi yemekten vazgeçiyor. İnsanoğlu ise bu maddeyi keyif verici olarak kullanıyor. Çünkü nikotin, sinir sistemini yavaş yavaş da olsa baskılıyor.”
Nikotinin doğada uzun süre bozulmadan kalabildiğini söyleyen Prof. Dr. Yücel, bu maddenin aynı zamanda çok iyi bir mikrop öldürücü olduğunu ve ortamda bulunan mikroorganizmaların bir kısmını öldürdüğünü de ekliyor. Doğada ayrışmayan maddelerin su ekosistemlerinde uzun süre kalarak kirliliğe neden olduğunu belirten Prof. Dr. Yücel “Ayrışmayan filtre kısmı çok hafif olduğu için suda yüzüyor. Dolayısıyla suyun üst kısmının atmosferle olan ilişkisini kısmen de olsa kesiyor. Böylece güneş ışığının, suyun daha derinlerine ulaşmasını engelliyor ve dolaylı yoldan çevreye zarar veriyor.” diyor.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. İnci Sarıçiçek ise sokaklar, parklar gibi ortak kullanım alanlarına atılan izmaritlerin, çocuklar başta olmak üzere diğer canlılara etkilerinden şöyle söz ediyor:
“Kapalı ortamlarda yasaklanmasına rağmen açık havada sigara içenler her zaman her yerde içebileceğini düşünüyor. Başkalarını ne kadar rahatsız ettiklerinin farkında değiller. Parka temiz hava almak için giden biri, yürüyüş yolunda yürürken yanında sigara içerek yürüyen birinin sigara dumanına maruz kalabiliyor. Çimlerin üzerine izmaritini atmasına tanık olabiliyor. O parka atılan izmaritlerin sonra ne olacağını, ne kadarının toplanacağını, kimin toplayacağını, ne kadar zaman ve emek harcanacağını düşünmüyor izmariti atan. Ortak kullanım alanlarında çevreye duyarlı olmak şart. Toplum olarak yaşanan çıldırmışlık, artan şiddet, empati yoksunluğu sadece biz insanlar için değil tüm canlılar için bir tehdit günümüzde. Bütün bunları düşününce, herkese düşen görev “insan olmak”, insanı insan yapan niteliklerden uzaklaşmamak, farkındalığı yaymak. Bu konuda çaba harcayan sizler gibi gençleri takdir ediyor ve destekliyorum.
Arkamızı Park ve Bahçeler çalışanı topluyor
Bu sorun şehir merkezlerinde olduğu kadar bilinçli bireylerin bulunduğu pek çok iş yeri ve üniversitede de boy gösteriyor. Anadolu Üniversitesi Park Bahçeler Müdürlüğü personeli ise görevli oldukları bölgelerde yaptıkları izmarit temizliğinin diğer işlerini aksatmalarına sebep olduğunu dile getiriyor. Park Bahçeler personelinin asıl görevi çevre düzenlemeleri ve toprakla ilgilenmekken, mecburen önce izmaritleri toplamak zorunda kalıyorlar. Bu da diğer işlerinin aksamasına neden oluyor.
Park Bahçeler çalışanı toprak ve çimlik alandaki izmaritleri temizlemek için yelpaze tırmık adı verilen ince bir araç kullanmak durumunda kalıyor. Toprağa atılan izmaritler temizlenirken görevliler tarafından büyük uğraşlarla dikilen çiçek ve bitkiler hasar görüyor ve kökleri zedelenerek can veriyor. Karlı ve yağmurlu kış günlerindeyse, küllük zannedilerek kirletilen saksılardan ve topraktan izmaritleri toplamak daha da zorlaşıyor.
Park Bahçeler Müdürü Sema Tarım konuyla ilgili şunları söylüyor: “Yerdeki her türlü atık bizim için sıkıntı yaratıyor. Öğrencilerimiz çimlerin üzerinde grup hâlinde oturuyorlar; arkadaşlarıyla birlikte yiyor, içiyor, sigara ve benzeri atıklarını burada bırakıp gidiyorlar. Biz onların arkasından, bıraktıkları atıkları ve pislikleri ekip olarak gidip temizliyoruz. Sonrasında bir başka grup geliyor 15-20 dakika sonra. Yine aynı şey oluyor.”
Park Bahçeler Müdürlüğü olarak asıl görevlerinin yeşil alanların düzenlenmesi ve o güzelliği ortaya çıkarmak için ince işlerle uğraşmak olduğunu belirten Tarım “Çöp ve izmaritlerin temizlenmesiyle ilgilenmekten asıl işleri bir tarafa bırakıyoruz. Başkalarının yapması gerekeni yapıyor, çöpleri toplamakla uğraşıyoruz. Çalışanımız bazen yelpaze tırmıkla, bazen elleriyle toplamak zorunda kalıyor. Çünkü sigara izmaritleri çok da rahat toplanmıyor. Çevreye uyarı yazıları asmak da, kampüs içerisinde çok hoş bir şey değil. Çünkü buradaki insanlar memur, öğrenci, öğretmenler.” diyerek görüşlerini dile getiriyor.
Yangın riski var
Özellikle yaz mevsiminde doğaya atılan sönmemiş sigara izmaritleri yangına davetiye çıkarıyor. Cam atıklar da ısıyı ileterek bulundukları bölgede yangına sebep olabiliyor. Anadolu Üniversitesi Park Bahçeler Müdürlüğünde Peyzaj Mimarı Hayal Akşaş konuyla ilgili şu ayrıntılara değiniyor:
“Bizim için en önemli konu görüntü kirliliği. Görüntü ve temizleme açısından sıkıntı yaşıyoruz. En büyük sıkıntılardan biri de izmaritlerin otların üzerine atılmasıyla ortaya çıkabilecek yangın tehlikesi. Özellikle yazın, sıcakta kızışan atıklar ısıyı zemine iletebiliyor ve yangına sebep oluyor. Kışın kar veya yağmur yağdığında çöp ve izmaritleri toplamak daha da zorlaşıyor. Islak oluyorlar ve yere çok yapışıyorlar. Yine aynı yöntemle temizliyoruz, ama ulaşamadığımız yerlerde, çalıların arasında kalanları elle toplamak mecburiyetinde kalıyoruz.
“Kampüsümüz aslında pırıl pırıl”
Personelin en çok sıkıntı yaşadığı yerlerden biri de kütüphane çevresi. Sınav dönemlerinde 4 bine yakın ziyaretçisi olan Anadolu Üniversitesi Kütüphanesi önünde, her gün yüzlerce kişi sigara içiyor. Kar ve yağmur suyunun sorun yaratmaması için yapılan kanallar izmaritlerle doluyor. Bu izmaritleri bina temizliğinde görevli kütüphane çalışanı mazgalları kaldırarak, elleriyle temizliyor. İdare Amirliğinden Erkut Erdoğan yaşanan sıkıntıyı şu cümlelerle özetliyor:
“İzmaritlerle ilgili sıkıntılarımız hakikaten çok fazla. Gün içerisinde tüketilen sigaranın, çöpe değil de yere ve kanallardaki su tahliye alanlarına atılması, kanalların tıkanmasına sebep oluyor. Kış mevsiminde bu tıkanmalardan dolayı taşmalar meydana geliyor. Taşmalar, içeri akıntı olarak giriyor. Aynı zamanda çok kötü bir görüntü oluşuyor. İzmaritler yere atıldığı için genel temizlikçiyi dışarıyı temizlemeye gönderiyorum, bu nedenle içeride yapılması gereken temizlikleri yetiştiremiyoruz.”
Anadolu Üniversitesi Kütüphanesi Okuyucu Hizmetleri ve Danışma Bölümünden Uzman Halime Yörü ise “Kampüsümüz aslında pırıl pırıl. Ama böyle pırıl pırıl olması için o kadar çok insan çaba sarf ediyor ki. Keşke biz kullananlar da onların işlerini azıcık kolaylaştıracak birkaç basit önlem alsak.” diyor.
“Çözüm: Çevre bilinci”
“İnsanlar çöp kovalarındaki plastik ve poşetlerin yanmaması için izmaritlerini oraya atmıyor olabilir diye düşündük ve kütüphane çevresine kül tablaları koyduk. Yanda, çiçek tarlalarının olduğu yerlerde çok fazla sigara birikintileri vardı. Bunları önlemek için üzerlerini kartonlarla kapatalım dedik; çünkü su birikintileri oluyor ve insanlar izmaritlerini onların içerisine atıyorlar. Bir mazgal koyalım, üzerini de karton bir şeyle kapatalım, çöpleri de koyalım ki insanları oraya doğru yönlendirelim dedik. Bu bir miktar kesti, ama tamamen etkili olmadı.” diye konuşan Uzm. Yörü, çözümün bilinçlenmekte olduğunu söylüyor.
“Bunun çözümü çevre bilinci.” diyen Uzm. Halime Yörü, konuşmasına şöyle devam ediyor: “Dünyada sadece biz yaşamıyoruz; hem birçok insan hem diğer canlılar var. Çok azımız etrafımızı kirletmemek için çaba sarf ediyoruz. Kurallara uymamak bizde moda hâline gelmiş durumda. Aileden aşılanarak bilinçlenmek gerektiğini düşünüyorum.”